"Enter"a basıp içeriğe geçin

Lehistan Sorunu ve Osmanlı – Rus Savaşı (1768-1774)

Osmanlı Devleti ile Rusya arasındaki barış 1768 yılına kadar devam etti. Ancak Rusya’nın başına geçen II. Katerina sıcak denizlere çıkma politikasını sürdürüyordu.

Bir yandan da Balkan milletlerini Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtıyordu. II. Katerina ölen Lehistan kralı yerine, kendi istediği kişinin kral seçilmesini sağladı. Lehistanlı vatanseverler Rusya’nın bu müdahalesine karşı çıktılar. Bunun üzerine Rusya, Lehistan’a asker göndererek onları cezalandırmak istedi. Lehlilerin bir bölümü Osmanlı Devleti’ne sığındılar. Ruslar, Lehlileri takip etmek bahanesiyle sınırı geçip Lehliler ile birlikte Türkleri de öldürünce Osmanlı Devleti, Rusya’ya savaş açtı(1768).

Çeşme Baskınını Temsil Eden Bir Tablo
Çeşme Baskınını Temsil Eden Bir Tablo

Böyle bir savaş için hazırlıklı olan Rusya, Osmanlı ordusunu ağır bir yenilgiye uğratarak Eflak ve Boğdan’ı işgal etti. Diğer yandan bu sırada Baltık Denizi’nde hazırlanan bir Rus donanması Atlas Okyanusu’ndan Akdeniz’e geçti ve Mora kıyılarına kadar geldi. Ruslar Mora’da Rum halkını ayaklanmaya teşvik ettiler. Ruslara güvenerek Rumların başlattığı ayaklanma bastırıldı. Bunun üzerine Rus donanması Çeşme’de demirli bulunan Osmanlı donanmasına ani bir baskın yaparak donanmayı yaktı(1770).

Rusya’nın bu başarıları Avusturya’yı endişelendirdi. Çünkü Rusların işgal ettiği Eflak ve Boğdan’da onların da gözü vardı. Avusturya ve Prusya’nın araya girmesiyle Küçük Kaynarca Antlaşması imzalandı (1774).

Küçük Kaynarca Antlaşması Maddeleri

  • Kırım’a bağımsızlık verilecek ve Kırım hanları sadece dinî bakımdan Osmanlı halifesine bağlı olacak,
  • Azak Kalesi etrafındaki arazi, Kabartay bölgesi Rusya’ya verilecek, iki devlet arasındaki sınır Buğ Nehri olacak,
  • Rusya bu savaşta işgal etmiş olduğu Eflak, Boğdan, Besarabya ve Akdeniz’deki adaları Osmanlı Devleti’ne geri verecek, buna karşılık Osmanlı Devleti bu yerlerde genel af ilan edecek ve buradaki halktan belli bir süre için vergi almayacak,
  • Rus tüccarlar, Karadeniz ve Akdeniz’deki Türk sularında ve limanlarında serbestçe ticaret yapabilecek, Fransa ve İngiltere’ye verilmiş olan kapitülasyonlardan faydalanacak,
  • Ruslar İstanbul’da sürekli elçi bulundurabilecek ve gerekli gördüğü yerlerde konsolosluk açabilecek,
  • Ruslar Osmanlı uyruğunda olan Ortodokslarla, Eflak ve Boğdan beylerinin haklarını koruyacak,
  • Osmanlı Devleti Rusya’ya savaş tazminatı ödeyecekti.

Küçük Kaynarca Antlaşması, Osmanlı Devleti’nin imzaladığı en ağır şartlar taşıyan antlaşmalardan biridir. Bu antlaşmayla ilk defa halkı Türk ve Müslüman olan bir bölge(Kırım) kaybedildi. Karadeniz’in “Türk Gölü” özelliği sona erdi. İstanbul, Balkanlar ve Boğazlar Rus tehdidi altına girdi. Rusya, Ortodoksları himaye hakkını elde ederek Osmanlı Devleti’nin iç işlerine karışma fırsatı kazandı.

Küçük Kaynarca Antlaşma’sına Göre Osmanlı Devleti’nin Avrupa Sınırları
Küçük Kaynarca Antlaşma’sına Göre Osmanlı Devleti’nin Avrupa Sınırları

Rusya, Küçük Kaynarca Antlaşması’ndan sonra Kırım’ı ele geçirmek için harekete geçti. Ruslar kendilerine taraftar olan Şahin Giray’ı zorla han seçtirdiler. Şahin Giray’ın hanlığını kabul etmeyen Kırım halkı ayaklandı. Şahin Giray, Rus ordusunu Kırım’a çağırdı. Osmanlı Devleti bunun üzerine savaşa hazırlandı. Fransa’nın aracılığıyla iki devlet temsilcileri Haliç’te Aynalıkavak Köşkü’nde görüşme yaptılar.

Aynalıkavak Tenkihnamesi (sözleşme) adını alan bu yeni antlaşmaya göre(1779); Rusya, Kırım’daki askerlerini çekecek, buna karşılık Osmanlı Devleti de Şahin Giray’ın hanlığını kabul edecekti. Ancak bir süre sonra Kırım halkı Rus yanlısı Şahin Giray’a karşı tekrar ayaklandı. Şahin Giray Rusya’ya sığınmak zorunda kaldı. II. Katerina bunu bahane ederek Kırım’a bir ordu gönderdi ve Kırım’ı Rusya’ya kattığını ilan etti(1783). Osmanlı Devleti’nin savaşacak askerî ve ekonomik gücü olmadığından bu duruma karşı çıkamadı.

Bu sırada Rusya ve Avusturya, Osmanlı Devleti’ni paylaşmak için bir proje hazırladılar. Buna göre Avusturya; Sırbistan, Bosna, Hersek ve Adriyatik kıyılarını alacak, Rusya ise Eflak ve Boğdan’ı işgal ederek burada Rusya ve Avusturya’ya bağlı Dakya Devleti kuracaktı. Grek projesi ile de merkezi İstanbul olmak üzere Grek Devleti kurulacak ve bu devletin başına II. Katerina’nın torunu, XIII. Konstantin getirilecekti. Bu antlaşma İngiltere’yi telaşa düşürdü. Diğer taraftan Rusya ve Avusturya’nın güçlenmesini çıkarlarına uygun bulmayan Prusya da Osmanlı Devleti’ni destekledi. Osmanlı Devleti, İngiltere ve Prusya’nın kışkırtması sonucu Rusya’ya savaş açtı. Bir süre sonra savaşa Avusturya da girince Osmanlı orduları ikiye ayrılmak zorunda kaldı. Avusturyalılar Bosna’yı; Ruslar Boğdan’ı işgal etti. Ruslar Özi Kalesi’ni alarak halkı kılıçtan geçirdiler. Bu felaket haberi İstanbul’a gelince I. Abdülhamit üzüntü ve kederinden öldü. Yerine III. Selim geçti(1789).

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir