"Enter"a basıp içeriğe geçin

1. Dünya Savaşı Nedenleri

Dünyanın büyük devletlerinin Avrupa’da, Ortadoğu’da, Afrika’da ve Uzakdoğu’da geniş bir alanda ve açık denizlerde, o zamana kadar görülmemiş büyüklükte ve uzun süreli savaşına I. Dünya Savaşı denilmektedir.

I. Dünya Savaşına Yol Açan Sebepler

Ekonomik Rekabet ve Sömürgecilik: Birinci Dünya Savaşı’nın temel sebeplerinden biri olan Ekonomik Rekabet ve sömürgecilik, genel anlamda tüm tarafları ilgilendirmekle beraber esas itibariyle daha çok İngiltere – Almanya eksenindeki çatışmaların ana sebebini oluşturmaktadır

Sömürgecilik anlayışı, Rönesans’tan sonra Sanayi İnkılabı ile önem kazanmış, ham madde ve pazar arayışı; gelişmemiş, ham madde kaynakları zengin ülkelerin sömürge olarak kullanılması arzusunu ortaya çıkarmıştır. Öncülüğünü İngiltere’nin yaptığı sömürgecilikte bu devleti Fransa, Belçika, Hollanda, Almanya, Rusya gibi ülkeler takip etmiştir. Sömürgecilik faaliyetine daha sonra ABD’nin de katılmasıyla sömürgecilik Pasifik Okyanusuna da egemen olmuştur. Bunun yanı sıra büyük devletlerin sömürgecilik anlayışı içinde çeşitli ülkelerde maden, demiryolu, deniz işletmeleri gibi dış yatırımları da olmuştur.

Avrupa’da Alman-Fransız; Balkanlar’da Rus-Avusturya Rekabeti: Avrupa’daki Alman-Fransız çatışması savaşın başka bir nedenini oluşturmaktadır. 1870 yılında Alman milli birliğinin kurulması aşamasında Almanlar Sedan Savaşı’nda Fransızları yenmişler ve yer altı kaynakları açısından zengin Alsace-Lorraine’i Fransa’dan almışlardır. Bu tarihten itibaren Fransızlar bunu milli bir mesele haline getirmişlerdir. Almanya eninde sonunda Fransa ile mutlaka savaşacağını bildiğinden hızlı bir silahlanma çalışması ve ittifak arayışına girmiştir.

Diğer yandan Balkanlar’da da Rusya ile Avusturya arasında çekişme yaşanmaktadır. Akdeniz’e açılmak isteyen Rusya, Panislavizm politikasıyla Balkanları nüfuzu altına almak isterken, aynı şekilde Avusturya’da Balkanlar’da hakimiyet kurmak istemektedir. Çıkar çatışması bu iki devlet arasında şiddetli rekabete yol açmaktadır.

Milliyetçilik: 1789 Fransız İnkılabı ile ortaya çıkan milliyetçilik fikri, milli devletler kurma düşüncesini geliştirmiş, bu anlayış daha sonra da Avrupa milletlerinin benimsediği kendi milletini üstün görme politikasının kaynağı olmuştur. Panislavizm, Pan-Germenizm gibi milliyetçi akımların ortaya çıkması bu anlayışın ürünüdür.

Osmanlı Topraklarının Paylaşılması İsteği: Osmanlı toprakları üzerindeki nüfuz mücadelesi ve ileride “Hasta Adam” denilen Osmanlı’nın mirasının ne şekilde paylaşılacağı meselesi, I. Dünya Savaşına yol açan bir diğer önemli nedendir. XIX. Yüzyıl başlarındaki Rus, İngiliz, Fransız rekabetine, yüzyılın sonlarında Almanya’nın da katılması bu rekabeti hızlandırmıştır.

Hızlı Silahlanma-Militarizm: Avrupa’da siyasi ve askeri çevreler, büyük çatışmanın kaçınılmaz olduğunu biliyordu. Böyle bir çatışma başladığında da hiç kimse hazırlıksız yakalanmak istemiyordu. Bu sebeple bir silahlanma yarışı başladı. 1910 yılında Fransa’da bir askeri tatbikata katılan Mustafa Kemal Paşa, Fransa’nın yaptığı askeri hazırlığı görünce arkadaşı Fethi Okyar’a, yakın gelecekte büyük bir savaşın patlak vereceğini ve Fransa’nın bu hazırlığı sıradan sebeplerle yapmış olamayacağını söylemiştir.

Bu tarihlerde Alman savaş sanayii büyük adımlarla gelişmekteydi. Krupps Silah Fabrikası daha savaş başlamadan büyük bir şöhret kazanmıştı.

Almanya ile Avusturya-Macaristan İmparatorluğu toplam 115 milyon nüfusa sahipti. Bunun 22 milyonunu seferber etmişlerdi. İngiltere’nin sömürgelerini sayılmasa bile ortakları ile beraber bu kuvvetin iki katına yakın asker sahiplerdi. İngiltere deniz gücü bakımından büyük bir üstünlüğe sahipti. Lojistik destek kaynakları sınırsızdı.

Fransa eğitimli subay kadrosuna ve hafif topçu birliklerine sahipti. Almanya da eğitimli subay açısından iyi durumdaydı; ama üst düzey komutan açısından aynı şey söylenemezdi.

Halkanın en zayıf devleti Rusya idi. Hükumet de ordu da zaaf içindeydi. Ulaşım yolları sıkıntılıydı. Bir yandan büyük savaşın ona tarihsel emeli olan Boğazları kazandıracağını düşünmekte, diğer yandan ise savaşa yeterli ölçüde hazırlıklı olmadığından tedirginlik yaşamaktaydı.

Bloklaşma: Almanya milli birliğini kurduktan sonra, dış politikada farklı bir yol izlemiştir. Alman milli birliğinin kurucusu Bismarc, Almanya’yı Avrupa’nın karada en güçlü devleti haline getirmek istiyordu. Bismarc’in bu arzusunu gerçekleştirmesini engelleyecek tek güç Fransa’ydı. Çünkü Alman milli birliği kurulurken Fransızlar, Almanlara yenilmişlerdi. Bismarc, Fransa’nın en kısa sürede kendisini toparlayacağı ve Almanya’dan bu yenilginin intikamını almaya çalışacağı inancındaydı. İşte bu düşünce Almanya’yı, güçlü devletleri Fransa’ya karşı kendi yanına çekme arayışına yöneltmiştir. Böylece dünya devletleri arasında ilk kez gruplaşma hareketi başlatılmıştır. 1860-1890 yılları arasında yapılan antlaşmalarla Almanya, Çarlık Rusya’sını ve Avusturya-Macaristan’ı yanına almıştır. Bu birliğe “Üçlü İttifak” adı verilmiştir.

İtalya da daha sonra bu Üçlü İttifaka katılmıştır. 1890’a kadar Üçlü İttifak da her hangi bir çözülme yaşanmamıştır. Bismarc, özellikle Rusya ile ittifaka önem vermekteydi.

Tarihte Bismarc’ın Kabusu olarak ifade edilen görüşe göre eğer Almanya Fransa ile bir savaşa girerse arkasında bulunan Rusya bu savaşta dışarıda bırakılmalıydı. Aksi halde Almanya iki ateş arasında kalabilir ve bu bir felaket olurdu. Ancak ileride Rusya-Avusturya-Macaristan rekabetinden dolayı bu ittifak bozulacaktır.

1890’da Almanya’da bir taht değişikliği yaşanmış yeni imparatorla Başbakan Bismarc arasında dış politikada ciddi görüş ayrılıkları yaşanmaya başlanmıştı. Bu yüzden Bismarc başbakanlıktan istifa etmiştir. II. Wilhelm döneminde Almanya, Çarlık Rusya’sının kendi yanında yer almasını gereksiz görmüş ve 1890’da Çarlık Rusya’sı ile süresi dolan ve yenilenmesi gereken antlaşma yapılmayarak, Rusya devletlerarası alanda Almanya’nın karşısına itilmiştir. Bu durum Rusya’yı 1894’de Fransa ile anlaşmaya yöneltmiştir. Bu birlikteliğe İngiltere’nin de katılmasıyla Üçlü İttifaka karşı “Üçlü İtilaf” bloğu oluşturulmuştur. Zamanla bloklar arasındaki ekonomik rekabet, silahlanma yarışı gerginlik yaratmış, bu gerginlik de I. Dünya Savaşının çıkışında etkin rol oynamıştır.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir