"Enter"a basıp içeriğe geçin

Tanzimat’ın İlan Edilmesinden Sonra Çıkarılan Belli Başlı Kanunlar

1840 Tarihli Ceza Kanunu

Kişi haklarına değer veren yeni bir ceza kanunu yapıldı. Ceza Kanunnamesi, mevcut kanun yapma geleneği içinde kalma arzusunu belirtiyordu. Kanunnamenin hükümleri Fransız hukukundan etkilenmiş olmakla beraber esas itibariyle şeriatın ceza hukuku çerçevesinde kalıyordu. Bu kanunla herkesin kanun önünde eşit olacağı ve dil, din ve ırk ayrımı gözetilmeden kanunun uygulanacağı belirtildi.

Bu kanuna göre suçlar: kanuna muhalefet, padişah ve devlete karşı işlenen suçlar, isyan, dövme, sövme, hakaret, rüşvet, silah çekme, yol kesme… Kanun, ölüm cezası gerektiren suçları sınırlandırıp padişahın onayına bağlamaktadır. Kanun’da memurların işleyebilecekleri suçlar, bunlara verilecek cezalar sayılmaktaydı.

1851 Tarihli Ceza Kanunu (Kanun-ı Cedit)

Önceki ceza kanununun bazı maddeleri aynen alınarak geniş şerî hükümlere yer verildi. Zabıtaya karşı gelmek, sarhoşluk, kumarbazlık, kız kaçırma, sahtekârlık, kalpazanlık gibi suçlar da bu kanuna ilave edildi.

Arazi Kanunnamesi

Osmanlı toprak hukukundaki kanunlar Arazi Kanunnamesi ile esnetildi. Mirî arazinin mülk hâline geçişi bu kanunla kolaylaştı.

Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye

Tanzimat Dönemi’nde hazırlanan en önemli kanun Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye’dir. Ahmet Cevdet Paşa’nın  gayretleriyle millî bir medeni kanun hazırlanması fikri ağırlık kazandı ve onun başkanlığında kurulan Mecelle Cemiyeti millî bir kanun hazırladı. Mecelle ile şerî kanunlar Batı standartlarında sistemli bir hâle getirildi.

Ahmet Cevdet Paşa (temsilî)
Ahmet Cevdet Paşa (temsilî)

Mecelle bir bakıma modern hukukla şerî hukukun sentezlenmesiydi.

Hukuk-ı Aile Kararnamesi

İslam hukukunun aileye dair kısmının kanunlaştırılması mahiyetindedir (1917). Hukuk-ı Aile Kararnamesi’nde Hanefi mezhebinin dışındaki mezheplerin görüşü de dikkate alındı. Kararname ile gayrimüslim vatandaşların aile hukuku tanzim edildi.

Usul-i Muhakeme-i Şeriye Nizamnamesi

Tanzimat’tan sonra mahkemelerin ana hatlarıyla ikiye ayrıldığı, yargılama usullerinde de bazı farklılıklara gidildiği bilinmektedir. Osmanlı Devleti’nin klasik döneminde asli ve tek mahkeme olan şeriye mahkemelerinin yargılama usulü, Mecelle’de yer alan hükümlerle yeniden düzenlenmekteydi. Dağınık ve karmaşık bir yekûn oluşturan bu düzenlemeler, 1917 yılında bir araya getirilip Usul-i Muhakeme-i Şeriye Nizamnamesi olarak çıkartıldı.

Kanunname-i Ticaret

İç ve dış baskıların artması sonucu Osmanlı Devleti, ticaret mahkemelerinde tatbik edilmek üzere 1849 yılında Fransız Ticaret Kanunu’nu, Kanunname-i Ticaret adıyla tercüme ettirerek 1850 yılında yürürlüğe koydu.

Ticaret-i Bahriye Kanunnamesi

Kanunname-i Ticaret hazırlandığı sırada Fransız Ticaret Kanunu’nda yer alan ve deniz ticaretiyle ilgili olan ikinci kısım, düzenlenmek üzere ertelenmişti. 1863 tarihli Ticaret-i Bahriye Kanunnamesi’nin yürürlüğe girmesine karar verildi ve Kanunname-i Ticaret’in deniz ticareti ile ilgili eksikliği tamamlandı.

Usul-i Muhakeme-i Ticaret Nizamnamesi

Dava açılması, dilekçe verilmesi, tarafların mahkemeye celbi, ticari yargılamanın aleniliği, davanın görülmesi, karar, gıyabî yargılama, karara itiraz, üçüncü şahısların hükme itirazı, istinaf ve yargılamanın iadesi ile ilgili hükümler Usul-i Muhakeme-i Ticaret Nizamnamesi’nde yer almaktaydı. Memur suçlarına ait yeni bir idare kanunu hazırlandı. Rüşvet çok ağır bir suç olarak tanımlandı. Birçok devlet memuru ve paşa rüşvet suçundan ceza aldı. Askerlik yaşı yirmi olarak kabul edildi. Her aileden yalnızca bir kişinin askere alınacağı ve tek çocuklu aileden asker alınmayacağı ilkesi kanun hâline getirildi. Hristiyanların askere alınmaması hükmü kısa sürede kaldırıldı ve alınacağı hükmü kabul edildi.

İdari alanda da yenilik yapılarak devlet eyaletlere, eyaletler sancaklara, sancaklar kazalara, kazalar ise köyleri de içine alan nahiyelere bölündü. Bazı eyalet ve sancaklarda yerel meclisler kuruldu. Bu meclislerde Müslüman ve Hristiyan halk, nüfusları oranında temsil edildi.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir