"Enter"a basıp içeriğe geçin

Karlofça Antlaşması Sonrası Osmanlı Devleti ve Konjonktürel İttifakları

Karlofça Antlaşması, Osmanlı Devleti için pek çok bakımdan yeni bir dönemi ifade ediyordu. Osmanlı Devleti ilk kez müzakere ederek bir antlaşma imzaladı. Daha önce barış koşullarını dikte ettiren Osmanlı Devleti masa başı diplomasisi ile tanıştı.

Bu barış antlaşmasının imzalanması her şeyden önce Osmanlı Devleti’nin saldırıdan savunmaya geçmesini simgelemekteydi. Bu anlaşma ile kabul edilen toprak kayıpları büyük boyutlardaydı ve Osmanlı Devleti’nin Avrupa’dan çekilmesinin sadece bir başlangıcıydı.

Karlofça Antlaşması’ndan sonra devlet idaresinde bürokratik unsurlar, askerî unsurlara göre daha fazla ön plana çıkmaya başladı. Reis’ül küttab (dışişlerinden sorumlu divan üyesi) Mehmet Rami Efendi’nin hemen Karlofça’dan sonra sadrazamlığa getirilmesi bunun göstergesiydi. Bundan sonra birçok reis’ül küttab sadrazamlığa yükseldi. Yine bu dönem, Osmanlı Devleti’nin izlediği dış politikanın yeniden şekillenmesinde ve konjonktürel ittifaklar kurmasında da etkili oldu.

Fransa, Osmanlı Devleti nezdinde giderek itibarını kaybetmeye başladı ve bu boşluğu İngiliz ve Hollandalılar doldurdu. Levant ticaretinde (Doğu Akdeniz ticareti) üstünlüğü elinde bulunduran Fransa, ticari faaliyetlerde büyük düşüşler yaşadı.

Karlofça Antlaşması ile değişen Osmanlı Devleti sınırları (1699)
Karlofça Antlaşması ile değişen Osmanlı Devleti sınırları (1699)

Avusturya ve diğer birçok Avrupa ülkesi için Osmanlı Devleti tehlikeli olmaktan çıktı. Asıl tehlikenin Batı’da Fransa olduğu görüşü ağırlık kazandı. Osmanlı Devleti’ne karşı yapılan Haçlı Seferleri yerini Osmanlı ticaretinden daha fazla imtiyaz kopartma yarışına bıraktı. Resmen olmasa bile fiilen Osmanlı Devleti, Otuz Yıl Savaşları’ndan sonra yapılan Westphalia Barışı‘yla (1648) gelişen Avrupa diplomatik kurallarına göre eşit bir statüde temsil edildi.

Karlofça Anlaşması‘nın Osmanlı Devleti üzerindeki bir diğer etkisi de iç işlerinde önemli gelişmelere yol açmasıydı. Ülkenin ekonomik kaynakları ile birlikte moral kaynağı da yok olmuş, yüzyıllardır geliştirilen ve insanlara telkin edilen Müslümanların hâkim millet olduğu olgusu zedelenmişti. Bu sosyopsikolojik değişim, devletin kötüye giden işlerini düzeltmenin yolunun klasik düzeni tesis etmekle mümkün olacağı şeklindeki düşüncenin yıkılmasına yol açmıştı. Artık Osmanlı ıslahatları kendi iç dinamiklerinden çok Avrupa ilham alınarak yapılmaya çalışıldı. Bu ise Avrupa’yı tanımak ve onların tecrübelerinden yararlanmakla dışarıya seyahatlerin yoğunlaşmasına, daha fazla elçilik heyetleri gönderilmesine, yabancı teknisyen ve uzmanların ülkeye davet edilerek reformların planlanmasında kullanılmasına yol açtı. Bir dizi inişler ve çıkışları yaşasa da artık yenileşme hareketleri Osmanlı toplum ve siyasi hayatında ön plana çıktı. Osmanlı Devleti’nin belirli kesimleri Batı yaşam tarzının çekim alanına girdi.

Konjonktürel İttifak Nedir?

Bir devletin içinde bulunduğu dönemin durum ve şartlarını menfaatleri doğrultusunda gözeterek kurduğu dostluk ilişkilerine “konjonktürel ittifak” denir.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir