"Enter"a basıp içeriğe geçin

Sened-i İttifak ve Sened-i İttifak’ın Maddeleri (1808)

Osmanlı Devleti’nin kısa bir sürede hızla genişlemeye ve büyümeye başlaması devletin sıkı bir merkeziyetçilik ile yönetilmesini gerekli kıldı.

Uzun dönem iyi bir şekilde işleyen merkeziyetçi yapı devletin son dönemlerinde zayıfladı. XVII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı eyaletlerinde mali, idari ve askerî kanunların oluşturduğu zeminin etkisiyle âyan adı verilen zengin bir zümre, gücünü artırdı. II. Mahmut’un tahta çıktığı zaman devlet otoritesi sadece başkent İstanbul ve çevresiyle sınırlı bir hâldeydi.

Sultan II. Mahmut (temsilî)
Sultan II. Mahmut (temsilî)

II. Mahmut, merkezde siyasi gücü artan Alemdar Mustafa Paşa’yı, sadrazamlığa getirdi.

Alemdar Mustafa Paşa (temsilî)
Alemdar Mustafa Paşa (temsilî)

Alemdar Mustafa Paşa devlet otoritesinin yeniden tesisi için her şeyden önce asayişin sağlanmasını gerekli gördü ve işe İstanbul’dan başladı. Öncelikle Boğaz Yamakları Ocağı kaldırıldı, ardından da Yeniçeri Ocağının muhasebesini teftiş vesilesiyle yeniçeri zorbaları öldürüldü veya sürgüne gönderildi. Böylece İstanbul’un asayişi sağlandı.

Anadolu ve Rumeli’deki karışıklıklar, terör faaliyetleri, derebeyi veya âyanların merkezî otoriteyi tanımama durumları ise devam ediyordu. Devletin taşra yönetimi, âyanlar ve hanedanlar arasında fiilen paylaşılmış durumdaydı. Alemdar Mustafa Paşa, taşrada yok olan merkezî otoriteyi tekrar tesis etmek amacıyla âyanlarla anlaşma yoluna giderek âyanları İstanbul’a çağırdı. Amacı merkez ile taşra arasında bir uzlaşma sağlamak, âyanlara hak ve görevler vererek resmiyet kazandırmak, böylece devletin dağılma tehlikesini önlemekti.

Âyanlarla anlaşma yolunun seçilmesinin sebeplerinden biri de her birinin yeterli güce sahip olmalarıydı. Âyanlar güçlerini ispatlarcasına İstanbul’a kendi askerleriyle birlikte gelip şehrin dışında konakladılar. Hükûmet yapılacak işleri istişare etmek için âyanları birçok kez İstanbul’a davet etti ve toplantılar düzenledi.

Alemdar Mustafa Paşa gibi birinin Sadrazamlık makamında olması, birçok âyan ve ağanın davete itaat etmesinde etkili oldu. Bulgar âyanları ve Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa, Alemdar’ı rakip gördükleri için davete katılmadılar. Yapılan istişarelerden sonra âyanların katılımıyla Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa’nın başkanlığında bir toplantı düzenlendi.

Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa toplantıyı açarken yaptığı konuşmada, Yeniçeri Ocağının yeniden düzenlenmesi gerekliliği üzerinde durdu ve siyasi birlik mesajı verdi. Öneriler oturuma katılanlar arasında tartışıldı ve alınan kararlar “Sened-i İttifak” adı verilen belgeye yazılarak imzalanıp mühürlendi. Toplantıya katılan âyanlardan sadece dördü bu belgeyi imzaladı. Diğerleri çıkarlarının zedeleneceği korkusu ile belgeyi imzalamadı. Sultan II. Mahmut bu senedi mevcut durumun kötü olmasından dolayı istemeyerek de olsa imzaladı.

Sened-i İttifak’ın Bazı Maddeleri

  • Âyanlar padişahın emirlerini yerine getirerek ona sadık kalacaklardı.
  • Âyanlar, eyaletlerden devletin asker almasına karşı gelmeyeceklerdi. Karşı gelenlerden bütün âyanlar davacı olacaklardı.
  • Hazine gelirlerinin toplanması devletin koymuş olduğu kanun ve hükümlere göre yapılacaktı.
  • Sadrazamın kanun ve ittifaka uygun olarak vereceği emirlere itaat edilecek, uygun olmayanlara birlikte karşı çıkılacaktı.
  • Âyanlar da devlet adamları gibi anlaşmaya uyacaklardı. Karşı koyan olursa bütün âyanlar hep birlikte onu engelleyeceklerdi.
  • İstanbul’da Yeniçeri Ocağı ve diğer ocaklarda isyan çıkarsa âyanlar emir beklemeksizin gelip isyanı bastırmaya çalışacaklardı.
  • Padişah âdil ve eşit vergi alacak, aşırı vergi konmayacaktı.

Ek maddeye göre de her yeni sadrazam ile şeyhülislam bu senedi imza etmekle yükümlü olacaktı. Bununla birlikte Senedi İttifak’ın meşru olduğuna dair şeyhülislam bir fetva verdi. Padişah ve diğer devlet adamları da bunu imzaladılar. Devlet ile tebaa arasında yapılan ve bir çeşit anlaşmaya benzeyen “Sened-i İttifak”, Osmanlı tarihinde örneği olmayan bir belgedir. Devlet, Anadolu’da ve Rumeli’de kendi kendine güçlenmiş ve bir bakıma özerkliğini ilan etmiş olan âyanların varlıklarını, bu senetle kabul edip hukuki hâle getirdi. Bu belge ile bazı yetkilerinden zorunlu olarak vazgeçmesiyle padişahın yetkileri sınırlandırıldı. Bundan dolayı II. Mahmut, bu senedin yapılmasını günün koşulları gereği zorunlu olarak kabul etti.

Sened-i İttifak’ın arkasındaki gerçek güç olan Alemdar Mustafa Paşa, 15 Kasım 1808’de yeniçeriler tarafından çıkarılan isyan sonucu öldürüldü. Alemdar’ın gücünden çekinen II. Mahmut, bu duruma adeta seyirci kaldı. Böylece Sened-i İttifak etkisini yitirdi. Bu tarihten itibaren göreve başlayan hiçbir sadrazam ve şeyhülislam Sened-i İttifak’a imza atmadı.

Sened-i İttifak ve Ayanlar

Senet-i İttifak, giriş kısmından sonra temel olarak yedi madde ve bir de ek maddeden oluşmaktadır. Giriş kısmında düzenin bozulması ve kötü gidişin devletin varlığını tehdit noktasına geldiği, bu nedenle bir uzlaşma metni olarak Senet-i İttifak’ın imzalandığı belirtilmekteydi.

Yedi maddeden oluşan esas kısımda ise; Padişahın ve onun vekili Sadrazamın emirlerine uyulacağı, şayet Sadrazam keyfi uygulamalara kalkışırsa âyanların buna karşı çıkma haklarının olacağı; âyanların etkili oldukları bölgelerden devletin asker toplamasına karşı çıkılmayacağı, buna karşı çıkan olursa hep birlikte müdahale edileceği; devlet adına yeni askerî birlikler oluşturulacağı; buna Yeniçeriler ve diğer ocaklar muhalefet ederlerse âyanların davet beklemeksizin isyancıları cezalandırabileceği; vergilerin toplanmasında yolsuzluğa kesinlikle meydan verilmeyeceği; âyanların devlete bağlılık ve hizmetlerine karşılık olmak üzere devlet de onların kazanımlarını meşru kabul edeceği vurgulanmaktaydı. Belgenin ek kısmında bu belgenin geçerliliğinin devamı için bundan sonra Sadrazam ve Şeyhülislâm olarak atanacak olanların da bu metni imzalamaları hükmüne yer verilmekteydi.

İlk Yorumu Siz Yapın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir